Arkeolojik araştırmalara göre köyün ve bölgenin tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. 1960'lı yıllarda kasabada bulunan Aktepe, İkiztepe ve Toptepe tümülüslerinde Lidya Krallığı dönemine ait Karun hazinelerinin parçaları bulunmuştur. Lidyalıların Güre dolaylarında Bagis isimli önemli bir kenti bulunduğu anlaşılmıştır. Kısa bir süre sonra ABD'ye kaçırılan değerli eserler, Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası mahkemelere başvurması sonucu 1990'lı yılların başında Türkiye'ye getirilmiş olup, bu eserler günümüzde Uşak Müzesi'nde sergilenmektedir. Güre, tarihte en parlak dönemini Lidyalılar döneminde yaşadıktan sonra uzun yıllar Roma İmparatorluğu egemenliğinde kalmıştır. Daha sonra sırasıyla Bizans İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Germiyanoğulları Beyliği, Osmanlı Devleti egemenliğini yaşamıştır.
16. yüzyıl başlarına ait kayıtlarında yerleşim günümüz Selendi ilçesiyle birleşmiş olarak "Küre ve Selendi" ile "Küre-i Selendi" adlarıyla Kütahya Sancağı'nın bir kazası konumunda olup 17. yüzyıldan itibaren tek başına bir kaza merkezi olarak görülmektedir. 1890 yılı Aydın Vilâyet Salnâmesinde yerleşim "Küre" adıyla Saruhan Sancağının Eşme kazasına bağlı bir nahiye merkezi olarak görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Manisa İli Eşme kazasının sınırlarında kalmıştır. 1953 yılında Uşak'ın il olmasıyla birlikte, Eşme ilçesi Uşak'a bağlanmış ve Güre Bucağı da köyleriyle birlikte Uşak ili merkez ilçesine bağlanmıştır.